Makale İçeriği |
---|
K (Kara tavuk... -Kütük ve tomrukları...) |
Sayfa 2 |
Sayfa 3 |
Sayfa 4 |
Sayfa 5 |
Tüm Sayfalar |
Kitap,dergi,gazete vs. basıp dağıtma.:YAYIM
Kitle iletişim araçlarında izlenme durumu,değerlendirme,takdir.:RATİNG
Kitre de denilen ve geven adlı bitkiden çıkarılan bir tür zamk.:KESTERE
Klarnetin atası olan eski bir müzik aleti.:ŞALÜMO
Klasik Güney Hindistan müziğinde kullanılan iki yüzlü davul.:MIRDANGA
Klasik Japon şiirinin nazım şekillerinden biri.:RENGA
Klasik mantıkta tutarsız olmadıkça reddedilemeyecek kadar açık ifade. Mantıki biçimi nedeniyle her daim doğru olan bir ifade.:TOTOLOJİ
Klasik sanatı izleyen,1600-1750 yılları arasındaki resim ve mimarlık üslubu.:BAROK
Klasik şiirde bir kısa bir uzun iki heceden oluşan ayak.:İAMBOS
Klasik Türk Müziğinde bir birleşik makam.:BUSELİKAŞİRAN
Klasik Türk Müziğinde bir birleşik makam.:HİSARBUSELİK
Klasik Türk müziğinde bir makam.:NEVABUSELİK
Klasik Türk Müziğinde bir usul. :KATAKOFTİ
Klasik Türk Müziğinde en eski birleşik makamlardan biri.:BESTENİGAR
Klasik Türk müziğinde sözlü yapıt türü.:KAR
Klasik Türk Müziğinde üç zamanlı ve üç vuruşlu basit usul.:SEMAİ
Klasik Türk Müziğinde ve özellikle tekke müziğinde yer alan,kaval biçiminde,yanık sesli,kamıştan bir üflemeli çalgı.Uzunlukları ve çıkardığı seslere göre şah, Mansur, bolahenk,mabeyn,girift,nısfiye,müstahzen,kız neyi gibi adlar alır.:NEY(NAY)
Klasik Türk Müziğinde,saz semaisi ve oyun havası gibi çalgı yapıtlarında her haneden sonra çalınan nakarat bölümü.:TESLİM
Klasik Türk müziğinde,usullerin uzun süreli bazı vuruşlarının,ritim çalgılarında daha kısa süreli vuruşlara bölünerek çalınması.:VELVELE
Klasik Türk müziğindeki sözlü türlerden biri.:VARSAĞI
Klasik Türk Müziğinin en büyük bestecilerinden biri.:ITRİ
Klasör.:SIRALAÇ
Klavsene benzer,tuşlu bir çalgı.:EPİNET
Klavsene benzer,tuşlu bir çalgı.Küçük boyutlu ve genellikle kuyruklu bir klavsen.:EPİNET
Klavsene verilen bir ad.:ÇEMBALO
Klavyeli çalgılar için bestelenen bir müzik formu.:TOKATA
Klavyeli çalgıları çalma biçimi.:TUŞE
Klavyeli ve telli bir çalgı.:KLAVSEN
Klimanın iç ve dış iki ayrı üniteden geldiğini anlatan sözcük.:SPLİT
Klişe.:BASMAKALIP
Klitoris.:BIZIR
Klor’un simgesi.:CL
Klorofilsiz ve çiçeksiz ilkel bitkiler sınıfı.:MANTARLAR
Klozetin yanında yerleştirilen ve cinsel organın temizlenmesinde kullanılan fıskiyeli tekne. Bedenin belden aşağı bölümlerini yıkamakta kullanılan tuvalet aracı.:BİDE
Kobalt oksitle mavi renk verilmiş özel cam.:SMALT
Kobalt’ın simgesi.:CO
Kobar da denilen bir balık.:ÇULARA
Koca arayan kız.:KOCASAK
Kocabaş. İspinoza benzer bir kuş.:FLURCUN
Kocaeli ilinde,kayak merkezi olan bir dağ.:KARTEPE
Kocaeli yöresine özgü,kıymayla yapılan bir tür köfte.:HANİBANA
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde,tabiat parkı kapsamına alınan bir kanyon.:BALLIKAYALAR
Kocaeli’nin Karadeniz kıyısındaki turistik bir yöre ve liman.:KERPE
Kocanın karısına verdiği ad.:KÖROĞLU
Kocası olmayan kadın.:BİKE
Kocası ölen kadının kayınbiraderiyle evlenmesini öngören gelenek ya da yasa.:LEVİRAT
Kocası tarafından bırakılmış veya boşanmış olan kadın.:METRUKE
Kocasının ölümünden sonra 1251 de tahta geçen,Çağatay ulusunun dördüncü hükümdarı.:ERGENE HATUN
Kocasının ölümünden sonra Kirman’da hüküm süren Kutluğhanlar devletinin başına geçen Türk kadın hükümdar ve şair.:LALEHATUN
Koç takımyıldızı ve burcunun eski adı.:HAMEL
Koç yumurtası derisi,ceviz kabuğu ve at kuyruğu kılıyla yapılan,ses çıkarıcı bir oyuncak.:CIRLAVUK
Kofanadan küçük lüfer balığına verilen ad.:SIRTIKARA
Kokmuş,çürümeye yüz tutmuş hayvan ölüsü.:LEVİN
Koku ve duman çıkarmadan,büyük bir ısı vererek yanan bir tür taşkömürü.:ANTRASİT
Kokulandırılmış.:AROMATİK
Kokulu ağaç parçalarının yakıldığı tütsü kabı. Altın, gümüş, bakır, pirinç, porselen ve seramikten yapılmıştır.:BUHURDAN
Kokulu şeyler sürünmek.:İTLA
Kokulu ve esanslı yağı halk hekimliğinde kullanılan otsu bir bitki.:TEFARİK
Kokusu hardala benzeyen zehirli bir savaş gazı.:İPERİT
Kokuşma,bozulma,dağılma.Yürürlükten kalkma.:İNFİSAH
Kokuşma,pis kokma.:TAAFFÜN
Kol gezen silahlı kuvvet,devriye.:GEZGE
Kol gibi bükülmüş yaprakları tepsiye dizerek yapılan bir tür tatlı.:OTURTMA
Kol gücünü geliştirmek için kullanılan gürgenden jimnastik aracı. Spor yapmak için tornada çekilmiş kısa ve bir ucu kalın sopa.:LOBUT
Kol koyacak yeri olmayan,arkalıksız,üstüne minder yastık konulan kerevet, divan.:SEDİR
Kol ve bacaklardan birinin yada bir kaçının aşırı derecede gelişip ucubeleşmesi.:MAKROMELİ
Kolay işlenen,yüksek değerli,paslanmaz element.:ALTIN
Kolay taşınabilen,katlanarak taşınabilir duruma getirilebilen,seyyar.:PORTATİF
Kolayca bükülen ve ateşe dayanan liflerden oluşmuş,bir tür ak asbest.:AMYANT
Kolayca etkilenen,her şeye çabuk kapılan.:KAPILGAN
Kolayca geçit vermeyen,aşılması çok güç doğal engel.:PEKENT
Kolayca kandırılabilen.:AVANAK
Kolayca sıvılaşabilen gaz halindeki hidrokarbon.:PROPAN
Kolaylık.:SÜHULET
Kolaylıkla paraya çevrilebilme özelliği fazla olan varlıklar. Para ve ticaretle ilgili işlemlerde kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü.:LİKİDİTE
Kolaylıkla uygulanabilir, kullanışlı.:PRATİK
Kolaylıklar.:TESHİLAT
Koleksiyon.:DERLEM
Kolera hastalığına yol açan mikrop.:ELTOR
Kolları geriye sarkık cepken biçiminde,beyaz keçeden yapılmış kaytanla işlemeli bir çeşit ceket.:KOPARAN
Kolları yakadan inen palto.:RAGLAN
Kolları yırtmaçlı ve uzun,gömlek üzerine giyilen,önü açık,kaytan veya düğmelerle tutturulan bir tür kısa,yakasız üst giysisi.:CEPKEN
Kolların kirlenmesini önlemek üzere bilekten dirseğe kadar kola geçirilen ve kumaştan dikilen kolluk.:KOLÇAK
Kollarının,göğüs ve sırtının bir bölümü açık kadın giysisi.:DEKOLTE
Kolombiya’nın başkenti.:BOGOTA
Kolombiya’nın plakası.:CO
Kolombiyum’un simgesi.:CB
Koltuk ve sandalye gibi eşyaların dikiş ve çivilerini gizlemekte kullanılan şerit.:FİTİL
Kolu çevrilerek çalınan,sandık biçiminde bir tür org.:LATERNA
Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü.:ARIŞ
Kolunu yada paçalarını sıvamak,eteğini toplamak.:ÇEMREMEK
Kolyoz balığının küçüğü.:KOLORİDYE
Kolza bitkisine verilen bir başka ad.:RAPİSA
Komedi ve operetlerde saf genç kız tipi.:ENJENU
Komedi.:MUDHİKE
Komedilerde hafifmeşrep genç kadın veya şen,şakrak,iğneleyici tavırlı hizmetçi rollerine çıkan kadın oyuncu.:SUBRET
Komisyon,komite.:ENCÜMEN
Komisyoncu.:SİMSAR
Komodorlara özgü, çıması çatal biçiminde kesilmiş sancak.:GİDON
Kompozisyon. Yazmanlık,katiplik.:KİTABET
Konak hizmetçisi.Osmanlı saray ve konaklarında mutfaktan selamlığa yemek taşımak ve sokak işlerine bakmakla görevli uşak.:AYVAZ
Konak yeri.:MENZİL
Konaklama yeri.:DİNE
Konaklayanların yeme içme gereksinimlerini kendilerinin karşılayabilmesi için odalarında her türlü gerecin bulunduğu otel.:APARTOTEL
Koncu ayak bileğini örtecek kadar uzun olan,bağcıklı yada yan tarafı lastikli ayakkabı.:POTİN(FOTİN)
Koncu dize kadar veya dizden yukarıya çıkan deri ayakkabı.:ÇİZME
Konferans,konser veya tiyatro gösterilerinin yapılabileceği gibi düzenlenmiş büyük salon. Etkinlik merkezi,dinleme salonu.:ODİTORYUM
Konforlu, lüks hayat, parlayan, parlatıcı.:LEYAN
Konfüçyüs’ün ,hak bilirlik anlamına gelen yedi temel ilkesinden biri.:Yİ
Konfüçyüsçülükte doğru davranış yada doğruluk anlamına gelen kavram.:Lİ
Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin başkenti.:KİNŞASA
Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin eski adı.:ZAİRE
Kongo Demokratik Cumhuriyetinde etkin bir yanardağ.:NYİRAGONGO
Kongo Demokratik Cumhuriyetinde yaşayan,dünyanın en kısa boylu halkı.:MBUTİLER
Kongo halklarının inandıkları yeteneklilik gücü.:ELİMA
Kongo’da bir ırmak.:NİARİ
Kongo’da konuşulan bir Bantu dili.:LİNGALA
Kongo’da yetişen bir ağaçtan elde edilen ve şano yağı da denilen yağ.:BOLEKO
Kongre.:KURULTAY
Koni .:MAHRUT
Koni biçiminde tepe.:DİKMEN
Koni biçiminde,uzun ve kenarları kıvrık başlık. Sivri tepeli külah.:KALENSÖVE
Konik.:MAHRUTİ
Konken gibi iskambil oyunlarında istenilen kartın yerine kullanılan kart.:JOKER
Konma,konulma.:VAZ
Konsantre. :DERİŞİK
Konsensüs.Düşünce birliği içinde olma. Bir grup,topluluk ya da toplumun üyeleri arasında,temel toplumsal değerler üzerindeki anlaşma.:OYDAŞMA
Konser ya da gösteri düzenleyicileriyle görüşerek bir oyuncunun, şarkıcının ya da müzikhol sanatçısının anlaşma ya da sözleşme yapmasını sağlayan, buna karşılık da kazanç üzerinden bir yüzde alan kimse.:EMPREZARYO
Konserve zehirlenmesi.:BOTULİZM
Konu, husus. Bölüm.:BAP
Konu.:MEVZU
Konuk,misafir.:MİHMAN
Konulmuş.:VAZEDİLMİŞ
Konusu bir öncekinin devamı olan , birkaç uzun filmden meydana gelmiş sinema yapıtı.:SERİYAL
Konusu çiçek,meyve gibi şeyler yada cansız varlıklar olan resim.:NATÜRMORT
Konusu daha çok aşk olan kısa şiir.:MADRİGAL
Konusu dansla anlatılan müzikli sahne gösterisi.:BALE
Konusu insanı incelemek olan bilim dalı.:ANTROPOLOJİ
Konusu ne olursa olsun söylediği her nutku Kartaca yok edilmelidir diye bitirmesiyle ünlü Romalı komutan ve devlet adamı ve yazar.:CATO
Konusu ve türü komik olan opera.:OPERABUF
Konusunu efsanelerden veya tarihi olaylardan alan,acıklı sonuçlarla bağlanan bir tür tiyatro eseri,ağlatı.:TRAJEDİ
Konuşma bozukluğu.:AFEMİ
Konuşma bozukluklarının tanı ve tedavisiyle ilgili tıp dalı.:LALOPATOLOJİ
Konuşma sorunu olmadığı halde kulağı duymadığı için konuşamayan kimse.:CALAY
Konuşma ya da okuma sırasında bir hece ya da sözcüğün diğerlerinden daha baskılı söylenmesi.:VURGU
Konuşma,görüşme,söyleşi.:MUSAHABE
Konuşmalı ve şarkılı bölümlerin bir arada bulunduğu oyun.:OPERAKOMİK
Konuşmayı güçlendirmek için aralara sıkıştırılan ve karşılıksız kalacağı bilinen soru. Tumturaklı konuşma.:AYTA
Konuşmayı ve tartışmayı bir araç değil,bir amaç sayan felsefe yöntemi.:ERİSTİK
Konuşulan asıl konu.:SADET
Konuşulan dil,lisan.:ZEBAN
Konuşurken gereksiz yere tekrarlanan söz.:PERSENK
Konut kapılarında menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça.:SEREN
Konvektör.:ISIYAYAR
Konya ilinde bir baraj.:APA
Konya ilinde bir baraj.:MAY
Konya ilinde ünlü bir höyük.:ÇATALHÖYÜK
Konya ilinde,Hitit dönemine ait bir höyük.:SAKSAK
Konya kentinde,Anadolu Selçuklu döneminden kalma bir cami ve medrese.:İPLİKÇİ
Konya yöresinde yetişen,bir buçuk metre kadar boylanabilen,sarı çiçekli ve kokulu bir bitki.:TÜLÜŞAH
Konya yöresine özgü yemeklerden yaş ya da kuru erikten yapılan bir tür sebze yahnisi.:ZÜLBİYE
Konya yöresine özgü,yeşil erik ve kemikli etle yapılan bir yemek.:CALLA
Konya’da Osmanlı barok üslubunda bir caminin adı.:AZİZİYE
Konya’nın Akşehir ilçesine özgü bir tür çörek.:YAĞLIKUŞ
Konya’nın Akşehir ilçesine özgü,dövülmüş buğday ve etle yapılan bir yemek.Keşkek. Haşlanmış ve dövülmüş buğday.:HERSE (HERİSE)
Konya’nın Akşehir ilçesine özgü,haşlanmış taze fasulyeyle yapılan bir yemek.:SIYIRTMAÇ
Konya’nın Akşehir ilçesine özgü,kuşbaşı et,arpacık soğanı ve nohutla yapılan bir yemek.:ZÜLBİYE
Konya’nın Akşehir ilçesine özgü,küçük ve yassı hamur parçaları,sarımsaklı yoğurt ve kıymayla yapılan bir yemek.:PARAPARA
Konya’nın Akşehir ilçesine özgü,üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek yenilen bir tür hamur işi.:ERGÖRMEZ
Konya’nın Akşehir ilçesine özgü,yağda kavrularak hazırlanan bir tür un çorbası.:HERE
Konya’nın Altınekin ilçesinin eski adı.:ZIVARIK
Konya’nın antik dönemlerdeki adı.:İKONİON
Konya’nın Beyşehir ilçesinde bir mağara.:TULUMİNİ
Konya’nın Beyşehir ilçesinde, Anadolu Selçuklu döneminden kalma ünlü saray.:KUBADABAD
Konya’nın Cihanbeyli ilçesinde bir göl.:BULAK
Konya’nın Cihanbeyli ilçesinin eski adı.:İNEVİ
Konya’nın Çumra ilçesinde,birçok kuş türünü barındıran göl ve bataklık.:HOTAMIŞ
Konya’nın Derebucak ilçesinde bir mağara.:ASMACIİNİ
Konya’nın Derebucak ilçesinde bir mağara.:BALATİNİ
Konya’nın Derebucak ilçesinde bir mağara.:KÖRÜKİNİ
Konya’nın Ereğli ilçesinde,150 dolayında kuş türünü barındıran ve tabiatı koruma alanı kapsamına alınan göl.:AKGÖL
Konya’nın Hadım ilçesinde ünlü bir şelale ve mağara.:YERKÖPRÜ
Konya’nın kaplıcasıyla ünlü bir ilçesi.:ILGIN
Konya’nın Karapınar ilçesinde volkanik bir krater gölü.:MEKE
Konya’nın Kulu ilçesinde bir göl.:SAMSAM
Konya’nın Meram ilçesinde,ikinci Kapadokya olarak da adlandırılan,tüf kayalara oyulmuş antik kent.:KİLİSTRA
Konya’nın Sarayönü ilçesinde dokunan tanınmış bir halı.:LADİK
Konya’nın Selçuklu ilçesinde bir kale.:GEVELE
Konya’nın Seydişehir ilçesinde bir mağara.:FERZENE
Konya’nın Seydişehir ilçesinde bir mağara.:KARİNİ
Konya’nın Seydişehir ilçesinde bir mağara.:SAKALTUTAN
Konya’nın Seydişehir ilçesinde bir mağara.:SUSUZ
Konya’nın Seydişehir ilçesinde Türkiye’nin en uzun mağaralarından biri.:TINAZTEPE
Konya’nın Seydişehir ilçesinde, tabiat parkı kapsamına alınan orman. :KOCAKORU
Koordinasyon.:EŞGÜDÜM
Koparma,çıkarma,sökme.:TAHLİ
Kopça, kanca.:AGRAF
Kopmuş ve kurumuş ağaç dalı.:GEREN
Kore hanedanı.:Lİ (Yİ)
Kore mutfağına özgü,Çin lahanası ve turpla yapılan bir çeşit turşu.:KİMÇİ
Kore müziğine özgü bir tür küçük zurna.:SEPİRİ
Kore müziğine özgü telli bir çalgı.:KOMUNKO
Kore’de,çayhanelerde yada zengin evlerinde şiir okumak,şarkı söylemek ve dans etmek üzere yetiştirilmiş genç kız.:KİSAENG
Kore’ye özgü,çeşitli sebzeler ve sığır etiyle yapılan bir tür pilav.:BİBİMBAP
Kore’ye özgü,pirinçten elde edilen bir cins bira.:SUK
Korent düzeni sütun başlıklarında ve Bizans oymalarında kullanılan motif. Mimarlık ve bezeme sanatlarında,sivri uçlu yapraklara sahip tipik bir Akdeniz bitkisi olan kengerden esinlenerek yapılan,stilize bir bezeme motifi.:AKANTHOS(AKANT)
Koridor.:GEÇENEK
Korkak.:CEBİN
Korkak.:ÖDLEK
Korkma.:TAHAŞİ
Korkmadan atılmak.:CÜRET
Korku salma,yıldırma,terör.:TEDHİŞ
Korku ve saygı uyandıran görünüş.:HEYBET
Korku,korkma.:HİRAS
Korku.:HAVE
Korkudan yapacağı işten vazgeçmek,geri dönmek.:TIRSMAK
Korkulu yerler veya işler.:MEHALİK
Korkulukların üzerine,elin kayması için yerleştirilen ve boydan boya devam eden profilli ahşap,maden veya plastik kısım.:KÜPEŞTE
Korkunç hayal.:HEYULA
Korkusuz,gözü pek,yürekli,cesur.:BIÇKIN
Korkutma,çıkışma,gözdağı verme,azarlama.:ZILGIT
Korna.Otomobillerde ya da gemilerde kullanılan sesli uyarıcı.:KLAKSON
Koroner damar hastalığında uygulanan cerrahi tedavi.:BAYPAS
Koroner damarları genişletici ilaç.:İMOLAMİN
Korsika adasının en büyük kenti.:BASTİA
Korsika’ya özgü kan davası.:VENDETTA
Korsikalıların cenaze töreni şarkısı.:LAMENTU
Koruma aracı. Refakat muhribi.:ESKORT
Koruma,esirgeme,gözetme.:SAHABET
Koruma,esirgeme,gözetme.:VİKAYE
Koruma.:SİYANET
Korumak için diş üzerine dişçi tarafından geçirilen metal kaplama.:KURON
Korumalık.:BODYGUARD
Korunan,korunmuş,saklanmış.:MASUN
Korunma,savunma aracı.:KALKAN
Korunmak için bir yere çekilme,sığınma.:TAHASSUN
Koruyan,acıyan,merhamet eden.:RAHİM
Koruyan,esirgeyen.:HAMİ
Koruyan,müdafaa eden.:MUHAMİ
Koruyuculuk.:VESAYET
Kostarika’da bir yarımada.:OSA
Kostümlerde kullanılan küçük püsküllü süsler.:FLOŞ
Koşarken bir yandaki iki bacağını aynı anda atan binek hayvanlarının biniciyi sarsmayan koşma biçimi.:RAHVAN
Koşma,semai ve destanlarıyla tanınan 19. Yüzyıl halk şairi.:ERBABİ
Koşu yarışlarında, rekor kırılabilmesi için önde koşarak tempoyu artıran atlete verilen ad.:TAVŞAN
Koşu,atlama,ağırlık kaldırma ve atma gibi tek başına yapılabilen vücut çalışmaları.:ATLETİZM
Koşucu devekuşu da denilen,kanatları küt olduğu için uçamayan,Avustralya’da yaşayan kuş.:EMU
Koşucu veya yüzücünün koştuğu,yüzdüğü yarış şeridi.:KULVAR
Koşula bağlı,koşullu.:MEŞRUT
Koşut, paralel. :ARASIL
Kot kumaşı.:DENİM
Kovan içindeki delik ve çatlak yerleri kapatmak,petekleri sabitlemek için arıların kullandığı reçineli ve zamklı madde.:AHILGAN
Kovboy filmi.:WESTERN
Kovma.:TARD
Kovulmuş.:MERDUT
Kovuşturma.:TAKİBAT
Koy,körfez. :HALİÇ
Koygun. :ACIKLI
Koymak.:VAZETMEK
Koyu gri renk.:VAPURDUMANI
Koyu gri veya sarımsı kahverengi.:BARUDİ
Koyu karanlık.:ZİFİR
Koyu kül rengi.:KURŞUNİ
Koyu renkli,sert,bir çeşit yanardağ kütlesi.:BAZALT
Koyu sarı veya açık kestane rengi. :KUMRAL
Koyuluk,tav.:KIVAM
Koyun keçi gibi hayvanların boynuna takılan çıngırak.:CERES
Koyun sütünden yapılan,genellikle tekerlek biçiminde,sarımtırak,yağlı bir peynir.:KAŞAR
Koyun ve keçi sütünden yapılan salamuraya yatırılarak olgunlaştırılan yumuşak Yunan peyniri.:FETA
Koyun veya keçi postu. Yünlü koyun derisi.:PÖSTEKİ
Koyun ya da keçi sürüsü. Küçükbaş hayvan.:DAVAR
Koyun yada keçi yavruladığı zaman çobana verilen bahşiş.:GENİŞKE
Koyun yada kuzu kaburgası içine pirinç doldurularak yapılan bir yemek.:SURA
Koyun yatağı,ağıl.:GELEMBE
Koyun, keçi , deve pisliği veya buna benzer insan dışkısı.:KIĞ (KIĞI)
Koyun,keçi gibi süt veren hayvanların barındırıldığı,süt ve süt ürünlerinin elde edildiği yer. Peynir,yoğurt ve tereyağı üretimi amacı ile yapılan ahır hayvancılığı.:MANDIRA
Koyun,keçi türünden küçükbaş hayvan.:RES
Koyun,keçi ya da inek sütünden yapılan sert bir İtalyan peyniri.:ROMANO
Koyun,köpek,at vs hayvanların veya insanların derisinde asalak olarak yaşayan,bulaşıcı hastalıklara neden olan böceklerin genel adı,sakırga.:KENE
Koyun,kuzu ve keçilerin tanınması için vücutlarının belli bir yerine,yün kırpılarak vurulan işaret.:ALIK
Koyun.:AĞNAM
Koyunlarda çiçek hastalığı.:ÇALIK
Koyunlarda görülen ,vücutta kara renkli kabarcıklara sebep olan bir tür hastalık.:KARAMUK
Koyunlarda görülen bulaşıcı bir hastalık.:MAVİDİL
Koyunlarda ve danalarda görülen tehlikeli bir hastalık.:DELİBAŞ
Koyunların başlarındaki kabarık yün.:KEPEZ
Koyunların kuzulama dönemine yakın sürü sahiplerini dolaşarak yiyecek ve bahşiş toplayan çoban.:SAYA
Koyunun bilimsel adı.:OVİS
Koyunun kol-kürek bölümünden elde edilen silindir biçimli et.:ROSTO
Koyunun üstündeki tüy.:YÜRE
Koz.:CEVİZ
Koza gibi yumaklanmış şey.:BÜRÜMCEK
Koza.:KORUNCAK
Kozalaklardan,boyu 40 m kadar olabilen ve kerestesi yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı. Dağ servisi, dikenli ardıç.:SEDİR
Kozalaklılardan ve bazı ağaçlardan ya da kendi kendine ya da ağacın çizilmesiyle akan,yağlı boya,yağlı vernik üretiminde ve inceltilmesinde kullanılan,ince,renksiz,kokulu reçine.:TEREBENTİN(TEREMENTİ)
Kozalaklıların genellikle dibi yuvarlak,tepesi koni biçiminde ve odunsu dokulu meyvesi. Olmamış,kuru,ham meyve.:KOZALAK
Kozmetikte,hekimlikte kullanılan saydam ve pelte kıvamında madde.:JEL
Kozmoloji.:EVRENBİLİM
Kök sapı baharat olarak kullanılan,güzel çiçekli,aromalı bir bitki türü.:HAVLICAN
Kök sökmekte kullanılan bir tür büyük balta.:TOPUR
Kök, asıl, cevher. Değişenlerin özünde değişmeden kaldığı varsayılan idealist kavram.:TÖZ
Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme organı.Ağaçlarda çiçek ve meyveyi dala bağlayan ince bölüm.:TAL
Kök,temel,asıl.:ÜS
Kök.:CEZR
Kökenbilim. Sözcüklerin hem biçimsel hem anlamsal tarihini ele alan dilbilim dalı.:ETİMOLOJİ
Kökeni 1930’lu yılların Amerika’sına dayanan bir caz müzik türü. Hem ritmin sürükleyiciliğini hem de belirli bir üslubu anlatan terim.Geniş bir caz orkestrası,solo pasajlara yapılan gösterişli vurgu ve4/4 temposu başlıca özelliklerdir.:SWİNG
Kökeni belirsiz,özel göstergelerden oluşan eski yazılar için kullanılan sözcük.:RÜNİK
Kökeni ilk çağa dayanmakla birlikte özellikle 19. ve 20. yüzyıllarda Batı’da dinsel düşünceyi etkilemiş olan mistik eğilimli dini felsefe.:TEOSOFİ
Kökeni Orta Asya’ya kadar uzanan,en eski,serbest biçimdeki Türk güreşi.:KARAKUCAK
Kökleri iç sürdürücü olarak kullanılan bir bitki.:ÇÖPLEME
Köklerinin kısaltılması, dal ve sürgünlerinin bağlanması ve biçimlendirilmesi suretiyle saksıda yetiştirilen bodur ağaç.:BONSAİ
Kökten dincilik.:FUNDAMENTALİZM
Kökten sürme uzun ve dar yapraklı,beyaz yada pembe çiçekli bir bitki.:OTZAMBAK
Kökü eski Türk töresinde olan ve Anadolu’da 13. asırda yüksek bir gelişim gösteren esnaf, zanaatçı, çiftçilerden oluşan kurum. Anadolu Selçukluları döneminde Anadolu’da ortaya çıkan esnaf örgütü.:AHİLİK
Kökü yukarıda dalları aşağıda olduğuna inanılan cennet ağacı.:TUBA
Kökünden kopup rüzgarın önünde top gibi yuvarlanan kurumuş çalı ya da otlara verilen ad.:DÖNGELE
Kökünün görünüşüne dayalı boş inançlarla ünlü otsu bitki.:ADAMOTU
Köle,kölemen.:MEMLÜK
Köle. Çocuk.:VELİD
Köle.:GULAM
Köleliğin kaldırılması.:ABOLİSYON
Köleye yada cariyeye özgürlüğünü geri verme.:ITIK
Kömür kalem. Kömür kalemle yapılmış resim. Resim çizmekte kullanılan,taflan çubuklarından yapılan kalem.:FÜZEN
Kömür tozu ve katran tortusundan basınçla elde edilen,tuğla biçimli yapı malzemesi.:BRİKET
Kömürleştirilecek ağaç veya pişirilecek tuğlalarla dolu olan ve dışı çamur ile sıvanan kümbet.:TORAK
Köpeğin arka ayakları üzerinde ayağa kalkması.:SALTA
Köpek dişleri iyi gelişmiş,kasları çevik ve kuvvetli evcil veya yabani,küçük memeli hayvan.:KEDİ
Köpek korkusu.:KİNOFOBİ
Köpek üzümü,tilki üzümü de denilen,patlıcangillerden,ormanlarda yetişen,çiçekleri beyaz,meyvesi parlak ve siyah,zehirli bir bitki.: İTÜZÜMÜ
Köpek ve ineklere yedirilmek üzere un ve kepekle hazırlanan hayvanın iştahını açmak için verilen az miktardaki yiyecek.:YAL
Köpek.:KELP
Köpekbalığı korkusu.:SELAHOFOBİ
Köpekbalıklarından,sırtında büyük dikenleri olan,kuma gömülü olarak yaşayan bir balık.:VATOZ
Köpekgillerden, ,soluk kahverengi,karnı beyaz tüylü,kısa kulaklı,postundan kürk yapılan memeli bir hayvan. Küçük bir tilki türü.:KARSAK
Köpeklerde yaş.:MELES
Köpeklerin boynuna takılan tasma,boyunduruk.:HALTA
Köpeklerin boynuna takılan ve üzerinde çiviler bulunan demir tasma.:MERE
Köpeklerin boynuna takılan,dikenli demir halka.:TOHT
Köpekten aşırı korkmak.:SİNOFOBİ
Köprülerde ilk yerleştirilen ve köprüyü oluşturan bölüm.:TABLİYE
Köpük kıvamında tuzlu yada tatlı yiyecek.:MUS
Kör bağırsağın ince bir parmağa benzeyen son bölümü.:APANDİS
Körelme.:DUMUR
Körelme.Bir organın beslenemeyerek körelmesi.:DUMUR
Körler için geliştirilmiş evrensel yazı sistemi olan ve bir matris üstüne yerleştirilmiş 1-6 kabartma noktadan oluşan 63 karakteri kapsayan alfabe.:BRAİLLE
Köroğlu’nun gerçek adı.:RUŞENALİ
Körpe sürgünleri sebze olarak kullanılan bir bitki. Uzun saplı,ince ve küçük yapraklı bir süs bitkisi.:KUŞKONMAZ
Körpe yaprakları sebze olarak yenen otsu bir yabanıl bitki.:YEMLİK
Köstebek.:AKUR
Köstebek.:SOKUR
Köşe,bucak.:KÜNC
Köşe,kenar,uç.:İBİK
Köşe.:ZAVİYE
Köşegen.:DİYAGONAL
Köşk,küçük saray.:KASIR (KASRI)(KASR)
Kötü beslenmenin yol açtığı hastalıkları,yiyeceklerin besin değerlerini inceleyen sağlık bilgisi dalı.:DİYETETİK
Kötü bir durumdan kurtuluş,felah.:ONUM
Kötü bir işteki yardımcılar. Yardakçılar.:AVENE
Kötü dikiş sebebiyle kumaşta oluşan büzülme veya kıvrım.:POT
Kötü huylu,soysuz,alçak.:HABİS
Kötü iktidarların egemen olduğu toplum düzeni.:KAKOKRASİ
Kötü işlerde aynı amaçla ve birlikte hareket eden kimse,omuzdaş.:HEMPA
Kötü işlerde birine yardım eden kimse.:YARDAKÇI
Kötü kalpli.:BEDHAH
Kötü, çirkin,alçakça,utanç verici.:ŞENİ
Kötü,bozuk.:FASİT
Kötü,çirkin.:BET
Kötü,fena ,güçlü,çetin.:YAVUZ
Kötü,olumsuz bir özelliği kendinde fazlasıyla toplayan kimse,olay,olgu veya yer.:KUMKUMA
Kötü,sevimsiz.:MADARA
Kötü.:FENA
Kötüleme, yergi.:ZEM
Kötülük,alçaklık.:HABASET
Kötülük.:ŞER
Kötülükçülük.:ŞERİRLİK
Kötümser,karamsar.:BEDBİN
Kötümser,karamsar.:PESİMİST
Kötünün iyisi.:EHVENİŞER
Kötüye kullanma.:SUİSTİMAL
Köy evi yada köy görünüşü veren,kutsal.:RÜSTİK
Köy evi.:DAM
Köy evlerinde giriş yeri. Köylerde oda kapısı yanında ayakkabı çıkartılan yer.:GEDEMEÇ
Köy evlerinde ocağın bulunduğu,yemek pişirilen yer.:AŞANA
Köy evlerinin odalarındaki duvara bitişik peyke,sedir.:DARABA
Köy evlerinin tavanlarında iki direk arasında bırakılan boşluk.:ABARA
Köy ihtiyar heyetinin başı.:KOCABAŞI
Köy işlerinin görülmesi için,ihtiyar heyetinin kararıyla köylülerden toplanan para.:SALMA
Köy köy dolaşarak ufak tefek eşyalar satan gezgin esnaf. Tuhafiyeci.:ÇERÇİ
Köy odalarında misafirlerin elbise ve paltolarını asmaları için iki direk arasına yatay uzatılmış ağaç.:ATANAK
Köy oyunlarını yöneten kimseye verilen ad.:AYNAZ
Köy yada mahalle ihtiyar heyetindeki kişi.:AKSAKAL
Köydeki işlerin elbirliğiyle bitirilmesi.:İMECE
Köyden büyük,ilçeden küçük,henüz kırsal özelliklerini yitirmemiş ve belediye ile yönetilen yerleşim birimi,kasaba.:BELDE
Köylerde insanların bir araya toplanıp kebap yapıp eğlenmesi.Uzun kış gecelerinde dost,ahbap,komşu ve akrabaların birlikte yedikleri akşam yemeğine ve o gece yapılan eğlenceye verilen ad.:FERFENE
Köz üzerinde bütün olarak kızartılmış tavuk.:GERMEÇ
Közde veya ızgarada pişirilen kemiksiz et.:KÜLBASTI
Közlenmiş patlıcan, tahin ve limonla yapılan bir meze.:BABAGANNUŞ(BABAGANNOŞ)
Közlenmiş patlıcan,sarımsaklı yoğurt ve kıymayla yapılan bir çeşit yemek.:ALİNAZİK
Közlenmiş patlıcanla yapılan bir meze.:MÜTEBBEL
Közlenmiş patlıcanla yapılan bir tür yemek.:HÜNKAR BEĞENDİ
Kral karısı. Kadın hükümdar.:MELİKE
Kral sarayı.:BAZİLİKA
Kral Siegfried’in ve Worms halkının başından geçenleri konu edinen Alman Efsanesi. En ünlü iki Alman destanından biri.:NİBELUNGEN
Kral sofralarında kullanılan ve yiyeceklerin zehirli olup olmadığını anlamaya yarayan kap.:NEF
Kral vekili. Tahtta hükümdar olmadığı zaman devleti yöneten kimse.:NAİP
Kralların,din adamlarının,komutanların ellerinde tuttukları maddi ve manevi güç ve egemenlik sembolü demir veya ağaç değnek.:ASA
Kralların,din adamlarının,komutanların ellerinde tuttukları maddi ve manevi güç ve egemenlik sembolü demir veya ağaç sopa.:ASA
Kramp.:KASINÇ
Kredi kalitesinin veya borçlanma araçları üzerindeki risk derecesinin belirlenmesi operasyonu.:RATİNG
Kredi kartı işleme makineleri için kullanılan kısaltma.:POS
Kredi kartlı alışverişlerde ödemenin daha sonra denetlenmesi için verilen fiş.:SLİP
Kredi mektubu.:AKREDİTİF
Kripton elementinin simgesi.:KR
Kristof Kolomb’un Amerika seferi sırasında yönettiği üç gemiden biri.:NİNA
Krom’un simgesi.:CR
Ksenephon’un ünlü kitabı.:ONBİNLERİN DÖNÜŞÜ
Ksenon.:XE
Kuantum fiziği esaslı atom modelini ortaya atan Danimarkalı fizikçi.:NİELSBOHR
Kuantum teorisini ortaya çıkaran Alman fizikçi.:MAXPLANCK
Kubbenin tepesi.:KÜNGÜRE
Kucaktaki tombul çocuk.:APALAK
Kudas.:LİTURYA
Kudret helvası.:MANNA
Kudret sahibi,Tanrı.:CEBBAR
Kudüs’te,İslam’ın bazı kutsal emanetlerinin saklandığı mescit ve ziyaret yeri.:KUBBETÜSSAHRA
Kudüs’ün simgesel adı.:ARİEL
Kukla filmin ve çizgi filmin en büyük ustalarından biri olan Çek sinemacı.:JİRİTRNKA
Kul,köle.:BENDE
Kul,köle.:ÇAKER
Kulağa asılan uzun küpe.:ASIRGA
Kulağı duymayan. Sağır.:KER
Kulağı tırmalayan seslerin art arda sıralanması ya da yinelenmesi.:KAKOFONİ
Kulak iltihabı.:OTİT
Kulak kiri.:BUŞON(SERUMEN)
Kulak yıkama aleti.:ENEMA
Kulak.:GUŞ
Kulaklı orman baykuşu.:ÜĞÜ
Kullanıcı ismi veya parola ile girilebilen bir siteye,giriş işlemine verilen ad.:LOGİN
Kullanılacağı zaman hazırlanan losyon.:LUK
Kullanılamaz durumdaki askeri malzemeyi belirtmekte kullanılan kısaltma.:HEK
Kullanılan ortak dilden ayrı olarak aynı meslek yada topluluktaki insanların kullandığı özel dil yada sözcük dağarcığı. Mecazen serserilerin,külhanbeylerinin kullandığı söz veya deyim. Kaba ve küfürlü söz yada deyim.:ARGO
Kullanılmaması gerekli durum.:KONTRENDİKASYON
Kullanılması önlenmiş,el konulmuş.:BLOKE
Kullanılmış eski eşyaların alım-satım pazarı.:BİTPAZARI
Kullanılmış,yeni olmayan,eski.:MÜSTAMEL
Kullanım.:İSTİMAL
Kullanıma hazır duruma getirilmiş,hazırlanmış.:MÜSTAHZAR
Kullanmaya ve harcamaya uygun bulunan ve taşınması kolay olan eşya.:AYNİYAT
Kullar,köleler.:BENDEGAN
Kulplu,ağzı dar,dibi yuvarlak , kapaklı,bakırdan yapılmış su kabı,güğüm.İçine pekmez,sıvı yağ,aşure,bal konduğu gibi su bakracı olarak da kullanılmıştır.:DEBBE
Kulplu,geniş gövdeli,dar boğazlı,emzikli veya emziksiz olabilen pişmiş topraktan su kabı.:TESTİ
Kum büyüklüğünde taneciklerden oluşan tortul kayaçların genel adı.:ARENİT
Kum falcısı.:REMMAL
Kum fırtınalarını engellemekte yararlanılan bir tür çalı.:EBUCEHİL
Kum saati.:FOLE
Kum yığını.Kumluk yer.Kumsal,plaj.:KUMLA
Kum, çakıl ya da mıcırla yapılan ve buldozerle sıkıştırılan henüz asfaltlanmamış düz duruma getirilmiş,sağlamlaştırılmış yol.:STABİLİZE
Kum,çakıl,çimento ve su gibi maddelerin karışımıyla elde edilen yapı malzemesi.:BETON
Kum,taş,kömür gibi maddeleri yüklemekte kullanılan bir tür makine.:LODER
Kumanda kolu,oyun çubuğu.:JOYSTİCK
Kumandan.:SALAR
Kumar oynatanın oynayanlardan, kazançtan aldığı para, pay.:MANO
Kumar oyununu yöneten,kumar ebesi.:KRUPİYE
Kumarda ortaya sürülen para.:MİZA
Kumaş biçen,prova yapan,parçaları patrona göre ayarlayan,iş dağıtımını yapan usta.:MAKASTAR
Kumaş kenarına makineyle yapılan sık sürfile dikişi.:OVERLOK
Kumaş üzerine küçük delikler açılarak yapılan işleme.:CİĞERDELDİ
Kumaş üzerine yapılan bir tür işleme .:ABAŞİRİ
Kumaş veya deriden yapılan,genellikle belden kemerli,üstünde cepleri bulunan ,gömlek veya hırka üzerine giyilen kısa,hafif giysi.Kalçaların üst kısmına oturan spor ceket.:MONT
Kumaş ya da kağıt kesmeye yarayan araç.:MAKAS
Kumaş ya da kağıt üzerinde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, dalgır, meneviş.:HARE
Kumaş yada ince deriden,çoğunlukla düz topuklu,ayağı bütünüyle saran ayakkabı.:ŞOSON
Kumaş yüzeyinde,üretim sırasında oluşan düğüm.:NOPE
Kumaş,kağıt vs de bir bölümün öbürünün üzerine gelmesiyle oluşan kıvrım. Süs için yapılmış giysi kıvrımı. Bukle,kıvrım. Kumaşta süs kıvrımı:PLİ(PİLE)
Kumaş,kağıt,deri gibi şeylerin üzerine basılmış motif,şekil ya da süs.:DESEN
Kumaşı ölçüye göre kesme işi.:BİÇKİ
Kumaşın veya derinin cilalanması,perdahlanması. Derinin parlatılması.:APRE
Kumaşla astar arasına konularak giysinin dik durmasını sağlayan kolalı bez.:TELA
Kumaşlarda benek.:PUAN
Kumaşlarda makine ile yapılmış kırma.:AKERDEON
Kumaşları güvelerden korumakta ve tıpta kullanılan özel kokulu katı bir hidrokarbon. Maden kömürü katranının kuru kuruya damıtılmasından elde edilen antiseptik bir hidrokarbon.:NAFTALİN
Kumaştaki deliği örerek kapatmak.:GÖZEMEK
Kumtaşı.Kum boyutundaki köşeli tanelerden ve ince çakıldan oluşan tortul kayaç.:GRE
Kundak çocuklarının avucunda biriken kir.:UYKULUK
Kundak çocuklarının başlarında oluşan kepek tabakası.:KONAK
Kundak çocuklarının beline zıbının üzerinden sarılan geniş sargı.:FASKA
Kundak,çocuk bezi.:BELEK
Kunduracıların delik açmakta kullandıkları çelik tığ. Katı bir şeyi dikerken iğne geçirecek yeri delmek için kullanılan,çelikten yapılmış,sivri uçlu ve ağaç saplı araç,tığ.:BİZ
Kunduracıların,ayakkabıya yarık açmakta kullandıkları araç.:HARAMAKİ
Kunduz kürkü.:KASTOR
Kungfuya benzer Çin kökenli bir dövüş sporu.:VUŞU
Kupes balığına verilen bir başka ad.:LOPA
Kurak ve çorak yerlerde yetişen,çok yıllık bir bitki.:DİŞOTU
Kurak ve yarı kurak bölgelerin kısa boylu ot örtüsü.:BOZKIR
Kurak ve yarı kurak bölgelerin kısa boylu ot örtüsü.Ağaçsız bölge.Step.:BOZKIR
Kuraklığa dayanıklı,ekmeklik bir buğday cinsi.:BAYRAKTAR
Kural dışı.:İSTİSNAİ
Kural olarak benimsenmiş,yerleşmiş ilke veya kanuna uygun durum.Düzgü.:NORM
Kural ve usullere uygun olarak,yasalara uyarak.:NİZAMEN
Kurala uymayan sözcük ya da söz.:GAŞAT
Kurallara bağlı resim ve heykel çalışması yapan kişi veya sanatçı.:AKADEMİCİ
Kuram ya da tasarım durumundaki bir düşünceyi uygulama alanına geçirme.:KILGI
Kuram,nazariye.:TEORİ
Kuran ayetlerinin içsel anlamlarına göre yorumlamayı öneren tasavvufi tefsir okulu.:EŞARİLİK
Kuran surelerini oluşturan cümlelerin her biri.:AYET
Kuran ve hadislerin açık anlamlarından başka hiçbir yorum kabul etmeyen,kıyasa yer vermeyen Sünni mezhep.:ZAHİRİYE
Kuran’da adı geçen sekiz cennetten dördüncüsünün adı.:NAİM
Kuran’da bir sure. :MAUN
Kuran’da bir sure. :NEML
Kuran’da bir sure. :NUR
Kuran’da bir sure.:TAHA
Kuran’ın 103. suresi.:ASR
Kuran’ın 96. Suresi.:ALAK
Kuran’ın bölünmüş olduğu 114 bölümden her biri.:SURE
Kuran’ın harflerinden bir takım anlam ve yargılar çıkaran bir mezhep.:HURUFİLİK
Kuran’ın ilk suresi.:FATİHA
Kuran’ın sonradan inen bir ayetinin,önce inmiş bir ayetteki yargıyı değiştirip ortadan kaldırması.:NESİH
Kuranda bir sure.:ABESE
Kuranda bir sure.:MAİDE
Kuranda bir sure.:RAD
Kuranda bir sure.:SEBE
Kurandaki ayetlerden,peygamberin sözlerinden çıkartılan,dini temellere dayanan Müslümanlık kanunları,İslam hukuku.:ŞERİAT
Kurandan seçilmiş ve her zaman okunan dualar.:EVRAT
Kuranı ayetlerinin Batıni (içsel) anlamlarına göre yorumlamayı öneren tasavvufi tefsir okulu.:İŞARİYE
Kuranı düzgün , usulünce ve yüksek sesle okumak.:TİLAVET
Kuranı ezberlemiş kişi.:HAFIZ
Kuranı Kerim,Kelamı Kadim. Halife Osman döneminde çıkartılan el yazması Kuran örnekleri.:MUSHAF
Kuranı kerim.:KELAMIKADİM
Kuranı Kerimin Peygamberimize ilk gönderilen suresinin ilk hecesi.:OKU
Kuranı usulüne göre ve güzel okuyan.:KARRA
Kuranı usulüne uygun olarak okuyan hafız.:KURRA
Kuranı yorumlayan kimse.:MÜFESSİR
Kurbağadan aşırı derecede korkma.:RANİDAFOBİ
Kurbağaların bilimsel adı.:ANURA
Kurban ayı olarak da bilinen,kameri takvimin on ikinci ayı.:ZİLHİCCE
Kurçatovyum’un simgesi.:KU
Kurdela balığının eş anlamlısı.:FLANDRA
Kurmay.:ERKANIHARP
Kurnaz, tecrübeli.:ANAÇ
Kurnaz,hırçın,fesat kadın,cadı.:AZI
Kurnaz.:HİN
Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan şimşirden yapılmış ucu sivri bir çeşit takoz.:BAT
Kurşun plakalı akülerde pozitif ve negatif plakaların birbirine değmesini önleyen yalıtım maddesi.:SEPARATÖR
Kurşun renginde olan.:RASASİ
Kurşun.:RASAS
Kurşuni renkte iri bir kertenkele.:BOZUMCA
Kurşunkalem ve kimi araç parçalarının yapımında kullanılan bir çeşit doğal karbon. Elmas gibi karbon elemanının bir şekli.:GRAFİT
Kurşunlu kristal olarak da bilinen,ağır ve dayanıklı bir cam.:FLİNT
Kurşunun simgesi.:PB
Kurt.:BÖRÜ
Kurtarıcı,kurtaran.:MÜNCİ